Yemen'deki Husi Saldırıları ve İsrail'in Hava Savunma Başarısı
Yemen'deki Husi Saldırıları ve İsrail'in Hava Savunma Başarısı
Yemen'deki İran destekli Husiler, ABD ve İngiltere'nin Sada kentine 3 hava saldırısı düzenlediğini duyurdu. İsrail ordusu, Yemen'den fırlatılan bir balistik füzenin hava savunma sistemi tarafından önlendiğini açıkladı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, New York Times'a verdiği röportajda İsrail ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Bu gelişmeler, bölgedeki gerginliğin artmasına neden oluyor.
Husilerin Saldırıları
Yemen'deki İran destekli Husiler, ABD ve İngiltere'nin Sada kentine 3 hava saldırısı düzenlediğini bildirdi. El-Mesire televizyonunda yer alan habere göre, Sada kenti doğusuna yapılan saldırılar, Husilerin önemli merkezlerinden biri olan bu bölgeyi hedef aldı. Saldırının ardından yaşanan zayiata dair henüz bir bilgi verilmedi.
ABD ve İngiltere'den konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. Sada kenti, Suudi Arabistan ile sınır bölgesinde yer alıyor ve Husilerin kontrolünde bulunan stratejik bir nokta olarak biliniyor. Bu saldırılar, Yemen'deki iç savaşın ve bölgesel gerilimlerin devam ettiğini gösteriyor.
İsrail'in Hava Savunma Başarısı
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Yemen'den fırlatılan bir balistik füzenin başarıyla önlendiğini açıkladı. Füze saldırısı sonrası Hadera şehrinin kuzeydoğusundaki Talmei Elazar kasabasında sirenlerin çaldığı bildirildi. Füzenin önlendiği anlara ait görüntüler amatör kameralar tarafından kaydedildi.
İsrail basını, Husilerin daha önceki saldırılarından farklı olarak, bu sefer ülkenin geniş kesimlerinde sirenlerin devreye girmediğini duyurdu. Bu durum, İsrail'in hava savunma sisteminin etkinliğini bir kez daha gözler önüne seriyor ve bölgedeki güvenlik endişelerini artırıyor.
Antony Blinken'ın Açıklamaları
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, New York Times'a verdiği röportajda, İsrail ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Blinken, Gazze'deki savaş kurallarına saygı gösterilip gösterilmediği konusunda derinlemesine inceleme yaptıklarını belirtti. 7 Ekim'de İsrail'e yaptığı ziyarette, hükümet üyeleri ile yerin altındaki IDF karargahında 9 saat geçirdiğini ifade etti.
Gazze'deki Filistinlilere insani yardım ulaştırılması için gereken temel önerme hakkında saatlerce tartıştıklarını belirten Blinken, bu konuda başbakanla da görüşmeler yaptığını söyledi. Blinken, insani yardıma izin verilmemesi durumunda Başkan Biden'ı arayacağını ve gelmemesini söyleyeceğini ifade etti.
İran'dan Gelen Uyarılar
İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, Tahran'ın kendilerine yönelik herhangi bir saldırıya hazırlıklı olduğunu belirtti. Irakçi, İsrail'in ülkeye bir kez daha saldırması durumunda bunun 'topyekün savaşa' yol açabileceğini ifade etti. Bu açıklamalar, bölgedeki gerilimi daha da artırıyor.
İran, diplomasi yolunu tercih ettiğini belirtse de, diğer Ortadoğu ülkeleriyle temaslarını sürdürdüğünü vurguladı. Irakçi, Çin gibi müttefiklerle istişarelerin devam ettiğini kaydetti. Bu durum, İran'ın bölgedeki stratejik duruşunu ve olası çatışmalara karşı hazırlığını gösteriyor.
Libya'dan Suriye'ye Yardım Uçuşu
Libya'nın Misrata kentinden Suriye'ye 34 ton insani yardım malzemesi taşıyan bir uçak gönderildi. Misrata Belediyesinden yapılan açıklamada, insani yardım uçağında Libya Kızılayı ve Misrata Belediyesi üyelerinin bulunduğu bir heyetin yer aldığı belirtildi. Uçak, Şam Havalimanı'na ulaştı.
Suriye Kızılayı ve Libya'nın Şam Büyükelçiliği yetkilileri, insani yardım uçağını karşıladı. Uçakta 34 ton gıda ve sağlık malzemesi bulunduğu bildirildi. Bu yardım, Suriye'deki insani krizle mücadelede önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Filistinli Gazetecilerin Durumu
Filistinli Gazeteciler Sendikası, İsrail'in Aralık ayındaki saldırılarda 10 Filistinli gazetecinin yaşamını yitirdiğini açıkladı. Açıklamada, İsrail'in medya çalışanlarına karşı 84 ihlal gerçekleştirdiği belirtildi. Gazetecilere yönelik saldırılar, uluslararası kamuoyunda büyük tepki topluyor.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi, 7 Ekim 2023'ten bu yana öldürülen gazeteci sayısının 202'ye çıktığını duyurdu. Bu durum, gazetecilerin güvenliği konusunda ciddi endişeleri beraberinde getiriyor ve basın özgürlüğüne yönelik tehditleri gözler önüne seriyor.